Ülkemizde kadınlar arasında en sık görülen cinsel işlev bozukluğudur. Kadınlarda cinsel isteksizlik seyrek olarak bazı fizyolojik sebeplere dayanabilir. Bazı durumlarda ise kullanılan ilaçların yan etkisi olmakla beraber çok büyük bir kısmı psikolojik nedenlere bağlıdır. Durum böyle olmasına rağmen kadınlarımızın büyük kısmı yaşadıkları bu sorunu çok önemsemeyip bu durumu sorun olarak değerlendirmemektedirler. Kadınlarımızın bir kısmı cinsel ilişkiyi çocuk yapmak veya eş istiyorsa ona sunulan bir hizmet gibi algılamaktadır. Merkezimizde sunulan cinsel terapilerle bu çarpık algı düzeltilir ve çiftler sağlıklı bir cinsellik yaşamaya başlarlar. Cinsel istek yetersizliği dışında “cinsel tiksinti” bozukluğu da karşılaşılan diğer bir rahatsızlıktır. Cinsel tiksinti bozukluğunun tanı ve tedavisi daha farklı değerlendirilir Her iki durumda da tedaviye büyük oranda cevap alınmaktadır.
Kadınlarda cinsel isteği artırmak için erkeğin ilişkilerini zenginleştirmesi önerilir. Cinsel fanteziler, ilişkide yenilikler, yeni teknikler biraz heyecan eklemek ve en önemlisi erkeğin bedenini temiz, hoş kokulu ve bakımlı olarak eşine sunması. Vücudun bakımı ve hijyeni sadece kadının vücudu için yapması gereken değil aynı zamanda erkeğinde bu konularda çok titiz olması gerekmektedir. Sürekli olarak birbirini eleştiren, yargılayan, suçlayan bir erkek ile kadın cinsel birleşme arzusu duymayacaktır. Eşler arasındaki iletişimde samimiyet ve güvenilirlik kadının erkeğe yakınlaşmasını sağlayacaktır.
Cinsel problemlerin çok küçük bir kısmı fiziksel kaynaklı iken çok yüksek bir oranda ise cinsel sorunlar psikolojik sebeplerden kaynaklanmaktadır.
Vajinismus, ilişki öncesi ön sevişme sürecinde bir problem olmamasına rağmen penis ile vajina birleşmesi (penetrasyon) anında kadının istem dışı verdiği korku, kasılma, kaçınma tepkisi sonucu birleşmenin olamaması durumudur.
Erkeklerde en çok karşılaşılan problem kontrolsüz boşalma, toplumda yaygın olarak kullanılan ifade ile "erken boşalma" dır.