Blog / Çocuklarda Sınırlar Ve Disiplin

Çocuklarda Sınırlar ve Disiplin

Çocukların aile içindeki tutum ve davranışları, tüm hayata karşı tavır ve yaklaşımlarını belirler.

Aile kavramı, öncelikle anne-baba ve çocuk ilişkileriyle gelişir. Bu nedenle anne ve babanın çocuğa yaklaşımı önemlidir. Anne-babanın çocuğa karşı tutumu, önceki deneyimlerinden, kültürel yapılarından, beklentilerinden dolayı farklılık gösterir. En yaygın görülen yaklaşım biçimlerinden biri anne ve babanın çocuğu aşırı korumasıdır. Bu davranış biçiminde çocuk, anne ve baba tarafından gereğinden fazla kontrol edilir. Bu nedenle çocuk, kendine olan güvenini geliştiremez ve aileye bağımlı hale gelebilir. Diğer yandan anne ve babanın çocuğa karşı aşırı hoşgörü göstermesi, çocuğun bencil davranışlar göstermesine sebep olabilir. Bu yaklaşımla büyüyen çocuklar, aile içindeki davranış şeklini, ev dışında, farklı ortamlarda da görmek ister. Yukarıda da belirtildiği gibi, anne-baba ve çocuk iletişimi, çocuğa uygulanan disiplin şekilleriyle yakından ilgilidir. Uyumlu, tutarlı iletişim içinde, güven ve destekle gelişen çocuklar özerk bireyler olarak, yetişkin yaşamına adım atarlar.

Kurallar ve Özgürlük

Kurallar, kısıtlama yapmak anlamına gelmez ve çocukların özgür tutumlar göstermelerine engel değildir. Kurallar, diğer yandan hayatın işleyişini kolaylaştırmak için gereklidir. Belirlenecek sınırlar ile anne-babalar, çocuklarına iyi-kötü, doğru-yanlış kavramlarını ayırt edebilme konusunda rehberlik ederler. Anne ve baba, ev içinde otoritedir. Bu nedenle kuralları belirlerken, kuralların kim tarafından belirlendiğinden çok, kuralların uygulanabilirliği önemlidir. Her ailenin öncelikleri ve olmazsa olmazları vardır; fakat karı-koca alt sisteminden oluşan aileye, sonradan dahil olan çocuğun da dünyayı keşfetmek için yardıma ve desteğe olan ihtiyacı unutulmamalıdır. Özellikle 2 yaşında, çocuklar ifade edebildiklerinden çok daha fazlasını düşünürler. Örneğin tabağını kendisinin taşıyabileceğine inanan çocuk, tabağı annesi tarafından elinden alınınca kızabilir. Bu davranışların en büyük nedeni çocukların duygularını yoğun şekilde yaşaması ve duygularını yönetmeleri konusundaki becerilerinin henüz gelişmemiş olmasıdır. Bu yaşlarda çocuklar, özellikle hata yapmaktan çekinirler ve sonuçlarını ağlayarak çözümleyebileceklerine inanırlar. Onların hata olarak değerlendirdikleri bu yaşantılar, oysaki onlar için, çok önemli tecrübelerdir. Tam da bu nedenlerden kaynaklı olarak çocuklar kısıtlamalardan hoşlanmazlar ve denemek isterler, fakat yaşanan krizlere bulunacak çözümler, fazla kontrol ve fazla “hayır” nedeni ile işlevsiz kalabilir.

Yoğun olarak tercih edilen “hayır” kelimesi, çocuklar tarafından hareketlerinin engellenmesi anlamına geldiğinden, bir süre sonra etkisini kaybeder ve çocuk tarafından duyulmaz hale gelir. Bu nedenle, hayır yerine kullanılabilecek sözel bir açıklama, daha etkili olur. Aynı yaklaşım, ev içerisinde kuralların çok fazla kullanılması durumda da geçerlidir; çünkü karakterini yapılandırmaya çalışan, bu nedenle denemeler yapan, hayatı yeni keşfetmeye başlayan çocuğun, kendi istekleri ve kararları vardır. Bu dönemde sürekli uyarıyla karşılaşan çocuk, bir süre sonra denemekten vazgeçebilir. Bu nedenle sınırları belirlerken, dengeyi sağlamak önemlidir.