Blog / Çocuklarda Yalan Söyleme Davranışı

Çocuklarda Yalan Söyleme Davranışı

Çocuklarda Yalan Söyleme Davranışı: Nedenler ve Müdahale Yöntemleri

Yalan söyleme, çocuklar arasında yaygın görülen bir davranıştır ve bu durum çoğu ebeveyn için endişe verici olabilir. Ancak, çocukların yalan söyleme nedenleri, yaşlarına ve gelişimsel süreçlerine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bu yazıda, çocukların neden yalan söylediğini, yalanın türlerini ve bu davranışla nasıl başa çıkılabileceğini ele alacağız.

Yalanın Tanımı ve Türleri

Yalan söyleme, bir başkasına kasıtlı olarak yanlış bilgi verme davranışı olarak tanımlanır. Çocuklar yalan söylemeyi öğrenirken, bunu farklı nedenlerle ve şekillerde yapabilirler. Yalanın türleri genel olarak üç kategoriye ayrılabilir:

  • Araçsal-olumsuz yalanlar: Kişisel çıkar sağlamak için söylenen ve genellikle olumsuz sonuçlar doğuran yalanlardır.
  • Prososyal yalanlar: Başkalarını koruma amacıyla söylenen, daha iyi hissetmelerini sağlamak veya sosyal uyumu korumak için dile getirilen yalanlardır.
  • Patolojik yalanlar: Kişinin çıkarı gözetilmeksizin sürekli ve anlamsız bir şekilde söylenen yalanlardır, genellikle içsel bir motivasyondan kaynaklanır.

Çocuklar Neden Yalan Söyler?

Çocukların yalan söyleme nedenleri çeşitli olabilir:

  • Sosyal deneyler yapma: Yalan söyleyerek tepkileri ölçme ve sınırları keşfetme.
  • Cezadan kaçınma: Bir hatayı ya da yanlış bir davranışı gizlemek için.
  • İlgi çekme: Ebeveynlerinin ya da arkadaşlarının dikkatini çekmek için.
  • Özsaygıyı arttırma: Kendini daha iyi ya da önemli hissetmek amacıyla yalan söyleyebilirler.
  • Travmatik deneyimler: Stresli ya da travmatik olaylar yaşayan çocuklar bu deneyimlerle başa çıkma amacıyla yalan söyleme davranışı gösterebilirler.

Yaşa Göre Yalan Söyleme Davranışı

Çocukların yalan söyleme davranışları yaşlarına göre farklılık gösterir. Örneğin, 2-3 yaş arasındaki çocuklar hayal güçleri geliştiği için gerçeği ayırt etmekte zorlanabilirler ve bu yaşta söylenen yalanlar daha masum nitelikte olabilir. 3-5 yaş arasında ise çocuklar kuralları anlamaya başlar ve cezadan kaçınmak amacıyla yalan söyleme eğilimi gösterebilirler. 5 yaşından sonra ise yalanlar daha bilinçli hale gelir ve çocuklar sosyal kabul ya da arkadaş ilişkileri gibi motivasyonlarla yalan söyleyebilirler.

Yalan Söyleme Davranışını Etkileyen Faktörler

Çocuklarda yalan söyleme davranışı, hem bilişsel hem de sosyal faktörlerin etkisiyle şekillenir. Bu faktörlerin bilinmesi, çocuğun neden yalan söylediğini anlamaya ve doğru müdahale yöntemleri geliştirmeye yardımcı olabilir.

1. Bilişsel Faktörler

Yalan söyleme davranışı, çocuğun bilişsel gelişimiyle doğrudan bağlantılıdır. Çocukların yalan söyleyebilmesi için belirli bilişsel becerilere sahip olması gerekir. İşte bu bilişsel faktörler:

  • Zihin Kuramı (Theory of Mind): Çocukların yalan söyleyebilmesi için başkalarının düşüncelerini ve inançlarını anlayabilmesi gerekir. Zihin kuramı, başkalarının farklı bilgi ve inançlara sahip olabileceğini fark etme yeteneğidir. Çocuklar, başkalarının ne düşündüğünü anlayarak, bu düşünceleri manipüle etmek için yalan söyleyebilirler.
  • Yürütücü İşlevler: Dürtü kontrolü, planlama, problem çözme ve dikkat kontrolü gibi yürütücü işlevler, çocuğun yalan söylemesini etkiler. Örneğin, çocuk bir yalanı devam ettirmek için doğru bilgiyi baskılayıp yeni bir hikaye oluşturmalıdır, bu da gelişmiş bir çalışma belleği ve planlama becerisi gerektirir​.
  • Zeka: Daha yüksek bilişsel becerilere sahip olan çocuklar, daha karmaşık ve stratejik yalanlar söyleyebilirler. Zeka, yalanın yapısı ve devamlılığı üzerinde etkili olabilir.

2. Sosyal Faktörler

Çocuğun çevresi, aile dinamikleri ve sosyal etkileşimleri yalan söyleme davranışını şekillendiren önemli sosyal faktörlerdir.

  • Aile ve Ebeveyn Tutumları: Ebeveynlerin çocuklara karşı tutumları, yalan söyleme davranışını etkileyebilir. Demokratik ebeveynlik yaklaşımı, açık iletişim ve karşılıklı saygıya dayandığı için çocukların dürüst olma ihtimalini arttırabilir. Otoriter ebeveynler ise çocuklarda korku ve kaygı yaratarak yalan söylemeyi teşvik edebilirler. Özellikle katı kurallar ve yüksek beklentiler, çocukların cezadan kaçınmak için yalan söylemesine neden olabilir.
  • Kültürel Etmenler: Yalan söyleme davranışına yönelik toplumsal normlar, kültürel farklılıklar nedeniyle değişiklik gösterebilir. Örneğin, Asya kültürlerinde prososyal yalanlar normal karşılanırken, Batı kültürlerinde bu davranış daha olumsuz değerlendirilir.
  • Bağlanma Stilleri: Güvensiz bağlanma stillerine sahip çocuklar, yalan söyleme eğiliminde olabilir. Özellikle kaygılı bağlanma stili, yabancılara ve yakın arkadaşlara yalan söylemeyi artırırken, kaçınan bağlanma stili romantik ilişkilere yönelik yalanları artırabilir.

3. DEHB ve Yalan Söyleme

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocukların dürtü kontrolünü zorlaştırdığı için yalan söyleme davranışını etkileyebilir. DEHB’li çocuklar, dikkat eksiklikleri nedeniyle sorumluluklarını yerine getiremeyebilir ve bu eksiklikleri gizlemek için yalan söyleyebilirler. Aynı zamanda, zaten bulunduğu ortamda etiketlenen çocuk sosyal kabul görmek için yalan söyleyerek gruplara dahil olma amacıyla yalanı bir baş etme yöntemi olarak kullanabilir.

Müdahale Planı

Çocuklarda yalan söyleme davranışıyla başa çıkmak için bir müdahale planı oluşturmak, yalanın nedenini anlamak ve bu davranışı olumlu bir şekilde yönetmek açısından önemlidir. İşte bu süreci daha etkili kılmak için dikkate alınması gereken temel adımlar:

1. Durum Değerlendirmesi

Çocuğun neden yalan söylediğini anlamak, müdahalenin ilk ve en önemli adımıdır. Yalanın işlevini, çocuğun hangi koşullarda yalan söylediğini ve bu davranışın arkasındaki motivasyonları analiz etmek gereklidir. Örneğin, çocuk cezadan kaçmak, sosyal kabul görmek ya da dikkat çekmek için yalan söylüyor olabilir.

2. Müdahale Stratejileri

Müdahale sürecinde kullanılabilecek birkaç temel strateji bulunmaktadır:

  • Güvenli ve Destekleyici Bir Ortam Oluşturmak: Çocukların dürüst olma konusunda cesaretlendirilmesi için kendilerini güvende hissetmeleri gerekir. Ebeveynler ve eğitimciler, yargılayıcı olmayan bir yaklaşımla çocuğun yalan söyleme motivasyonunu anlamaya çalışmalı ve açık iletişim kurmalıdırlar.
  • Pozitif Rol Model Olmak: Ebeveynler, dürüst olma konusunda çocuklarına iyi bir örnek olmalıdır. Eğer ebeveynler kendileri dürüstlük sergilerse, çocuklar da bu davranışı model alabilirler.
  • Hataları Kabul Etme Esnekliği: Çocuklara hatalarının bir problem olmadığını ve hatalarını kabul etmelerinin doğru bir yol olduğunu göstermek, onların dürüstlük geliştirmesine yardımcı olabilir​.
  • Açık ve Samimi İletişim Kurmak: Çocuklarla dürüst ve samimi bir diyalog geliştirmek, onların yalan söyleme ihtiyacını azaltabilir. Çocuğun neden yalan söylediğini anlamak ve onu daha dürüst bir şekilde iletişim kurmaya teşvik etmek önemlidir.

3. Davranış İzlenmesi ve Geri Bildirim

Çocuğun yalan söyleme davranışı dikkatle izlenmeli ve çocuk doğruyu söylediğinde olumlu geri bildirim verilmelidir. Çocuğun dürüst olduğu her durum ödüllendirilerek, bu davranış pekiştirilmelidir. Aynı zamanda, yalanın sonuçları çocuğa açık bir şekilde anlatılmalı ve yalan söylediğinde bu sonuçlar uygulanmalıdır​.

4. Davranışa Tekrar Deneme Fırsatı Sunmak

Eğer çocuk yalan söylediyse, ona tekrar doğruyu söyleme fırsatı vermek önemlidir. Örneğin, “Belki bana gerçekte duymak istemediğim bir şey söyleyeceksin, ama unutma, ne olursa olsun seni seviyorum ve bazen insanlar hata yapar. Lütfen dürüst bir yanıt vermeyi düşün” gibi ifadelerle çocuk teşvik edilmelidir​.

5. Müdahale Planının Güncellenmesi

Her çocuğun durumu farklıdır ve müdahale planı, çocuğun ihtiyaçlarına göre esnek bir şekilde güncellenmelidir. Çocuğun gelişim süreci göz önünde bulundurularak müdahale yöntemleri yeniden değerlendirilmelidir ve gerekirse bir uzmandan destek alınabilir.

 

 

Kaynaklar:

Aydın, M. S., Meriç, İ., Şahin, F. B., Ergün, E. Y. (2023). Ebeveyn Tutumları ve Benlik Kurgusu ile Çocukların Yalana İlişkin Değerlendirmeleri Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi. Gelişim ve Psikoloji Dergisi, 3(6), 107-120. https://doi.org/10.51503/gpd.1110452

Aydın, M. S. (2021). Çocuklarda Yalan Söyleme Davranışı ve Gelişim Süreçleri. Muhakeme Dergisi, 4(1), 1-13.

Baron-Cohen, S. (2000). Theory of Mind and Autism: A Review. International Review of Research in Mental Retardation, 23, 169-184. https://doi.org/10.1016/S0074-7750(00)80010-5

Baştemur, Ş. (Ed.). (2020). Yaşam Dönemleri Uyum Sorunları. Ankara: Nobel Yayınları.

Childmind Institute.

Ford, C. V., King, B. H., & Hollender, M. H. (1988). Lies and liars: Psychiatric aspects of prevarication. American Journal of Psychiatry, 145(5), 554-562.

Harris, P. L. (2012). Trusting what you’re told: How children learn from others. Harvard University Press.

Kelly, J. B., & Emery, R. E. (2003). “Children’s adjustment following divorce: Risk and resilience perspectives.” Family Relations, 52(4), 352-362.

Kofler, M. J., et al. (2011). “ADHD and working memory: The impact of central executive deficits and exceeding storage/rehearsal capacity on observed inattentive behavior.” Journal of Abnormal Child Psychology, 39(6), 837-848.

 

Hazırlayan:

Psikolojik Danışman Elif Özkeskin