Yeme bozuklukları; kişinin yeme davranışı ve yemekle ilgili duygularının, düşüncelerinin kişi üzerinde yoğun bir baskı ve rahatsızlık yaratmasıdır. Yeme bozukluğu olan kişi genellikle yiyeceklere, kilosuna, beden görüşüne oldukça takıntılıdır ve bu takıntı hali hem sağlığına hem ilişkilerine hem de günlük rutin aktivitelerine zarar verici boyuttadır. Yeme bozukluklarına bakıldığında bedensel belirtiler şeklinde görünse de kaynağı psikolojik sorunlarla ilgilidir. Ayrıca yeme bozuklukları ölümcül risk taşımaktadırlar.
Yeme bozukluklarının sebepleri tam olarak bilinmese de bu zemini hazırlayan biyolojik ve psikolojik etkenler vardır. Başlıca nedenler arasında düşük benlik algısı, depresyon, değersizlik hissi, mükemmeliyetçilik, kontrol kaybı korkusu, kimlik karmaşası, aile içinde yaşanan problemler, çocukluk çağı travmaları, medya etkisi… vb. gösterilebilir.
Genellikle ergenleri ve kadınları etkileyen bir bozukluk olduğu düşünülse de yeme bozuklukları her yaş ve cinsiyette görülebilir. Özellikle son yıllarda erkeklerde görülme sıklığının iki katına çıktığı dikkat çekmektedir.
Yeme bozukluklarının sağlığı olumsuz etkileyen şiddetli fizyolojik sonuçları ile beraber diğer psikolojik rahatsızlıklar ile sıkça bir arada görülmesi, üzerinde durulması gereken bir durumdur. Depresyon, anksiyete, panik bozukluk, obsesif kompülsif bozukluk, alkol ve madde bağımlığı yeme bozukluklarına sıkça eşlik eden psikolojik rahatsızlıklardır.
Anoreksiya Nervoza
Anoreksik kişilerde yoğun şekilde kilo alma korkusu ve sürekli zayıf bir bedene sahip olma arzusu vardır. Anoreksik kişilerin vücut ağırlığı olması gerekenin yaklaşık olarak %85 oranında altındadır. Bu kişilerde beden algısında bozulmalar meydana gelir. . Sağlığını tehdit edecek boyutta zayıf olmalarına karşın kendilerini ayna karşısında normalden daha kilolu olarak görürler. Kimisi tamamen şişman olduğunu düşünür kimisi de zayıf olduğunun farkındadır fakat bölgesel olarak şişman olduklarını düşünmektedirler.
Kişi kilo kaybetmek için çeşitli davranışlar gösterir. Örneğin; besin alımını ciddi derecede azaltarak yoğun egzersiz yapar ya da aşırı yeme döngüsüne girerek bunu telafi etmek için katı diyet, yoğun egzersiz ve kendini kusturma gibi yollar seçer. Zamanla bedende bir takım olumsuz semptomlar ortaya çıkar. Bunların başlıcaları; adet görememe, kemik erimesi, saç dökülmesi, tırnak kırılması, cildin sararması, kansızlık, kabızlık, kalp kasında güçsüzleşmeye bağlı kalp sorunları, düşük tansiyon, düşük vücut ısısı, ağır nefes alıp verme… vb.
Bulimiya Nervoza
Genellikle 1 yılı aşkın süre diyet yapma sonucunda kilo verdikten sonra gelişir. Kişinin kilo kaybı asla anoreksiya nervozada olduğu boyutta değildir. Bulimik kişiler sık ve aşırı yeme nöbetleri geçirip özellikle şeker, karbonhidrat ve yağ oranı yüksek besinler tercih ederler. Yeme nöbetleri esnasında kişi kontrolü tamamen kaybeder. Yeme nöbeti sona erdikten sonra kendini kusturma, kendini aç bırakma ya da aşırı egzersiz gibi telafi edici davranışlarda bulunurlar. Bu davranışlardan genellikle iğrenip utandıkları için aşırı yeme ve telafi edici davranışları gizli olarak gerçekleştirirler. Çoğu bulimik için aşırı yeme nöbeti gerilim ve sıkıntıyı hafifletir niteliktedir. Bu sebeple sıkça bozuk kişiler arası ilişki, anksiyete, obsesif kompülsif bozukluk, dürtüsel davranışlar görülmektedir.
Kusma davranışına bağlı olarak bulimik kişilerde bir takım bedensel semptomlar görülür. Bunlar; dişlerde aşınma, yemek borusu zedelenmesi, mide genişlemesi, karın ağrısı ve kalp yetmezliğidir.
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu
Tıkınırcasına yeme bozukluğu olan kişiler tekrarlayan yeme nöbetleri geçirirler fakat bulimiyadan farklı olarak kişi yeme davranışını telafi edecek davranışlarda bulunmaz. Döngüsel bir şekilde kişi yeme davranışından dolayı pişmanlık ve suçluluk duysa da bu hisler onu tekrardan yemek yeme davranışına sürükler. Bu kişilerin kilosu genellikle normalin biraz üstü ya da obezite olacak kadar normalin çok üstündedir.
Normal zaman aralığında bir kişinin yiyebileceği yemek miktarının çok üstünde yemek yerler ve aradan ortalama 2 saat geçmemesine rağmen yeme davranışını tekrardan gösterirler. Kişinin tanıyı alabilmesi için son üç ay içerisinde haftada en az 1 kere yeme nöbeti geçirmesi gerekir.
Yeme Bozukluklarının Tedavisi
Yeme bozukluklarının tedavisi psikiyatrist öncülüğünde dahiliye, kardiyoloji ve beslenme uzmanlarının iş birliği ile yürütülmektedir. Öncelikli olarak kişinin bedensel semptomlarını iyileştirmek üzere müdahalelerde bulunulur fakat kişiyi yeme bozukluğuna iten ve bu durumu kötüleştiren psikolojik etmenlerle ilgili çalışmanın önemi çok büyüktür. Bu sebeple tedavinin en önemli kısmı psikoterapidir. Psikoterapiye ek olarak farmakolojik destek de büyük önem taşımaktadır. Ayrıca tedavi süresince ailenin bilinçlendirilmesi ve katılımı tedavide yol almak için oldukça önemlidir.